Cumhurbaşkanı Ersin Tatar HP’nin sine-i millet kararını ve Özersay’ın açıklamalarını değerlendirdi.
Tata şu ifadeleri kullandı:
“HP Başkanı Özersay’ın ortaya attığı meşruiyet iddialarının siyasi popülizmden öteye gitmeyen, siyasi zemini olmayan açıklamalar olduğunu, üzülerek belirtmek durumundayım
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın açıklaması: “Siyasi literatürümüzde; siyasi temsil meşruiyetini yitirdiği düşünülen, meclisten çekilerek siyasete halk içinde devam etme anlamında kullanılan ‘sine-i millete dönmek’ kavramının, son zamanlarda HP Başkanı Kudret Özersay’ın sıkça dile getirdiğine şahit olunmaktadır. Halkın iradesini ve devletin itibarını önemsedikleri için bu kararı aldıklarını öne süren Özersay, bir süredir çok boyutlu olarak meşruiyet sorunu yaşandığını ve seçim mekanizmasının sorgulandığı iddiasında bulunup bunun bir gereği olarak siyasete ‘halkın’ arasında devam edeceklerini ifade etmiştir. 2011 yılında, dönemin Cumhurbaşkanı Özel Temsilcisi olarak görev yaptığı dönemde ; ‘Bu meclis beni temsil etmiyor’ çıkışı yaparak siyasi kariyerine başlayan Özersay, 2018 yılında milletvekili seçilerek bugün kendisinin ve partisinden vekillerin yer aldığı meclisin meşruiyetini sorgulamaktadır. Sayın Özersay’ın muradı, KKTC’yi tekrar erken seçime sokmaktır.
Bu gailesini kendi de açıklamalarında belirtmiştir. Anayasa’dan aldığım yetkiye dayanarak Başbakan Dt. Ünal Üstel’i, ilgili tarihte hükümeti kurmakla görevlendirmeme müteakip UBP MYK, UBP Parti Meclisi oy birliğiyle Sayın Üstel’i yetkilendirmiş, ardından kurulan UBP-DP-YDP Hükümeti, Cumhuriyet Meclisi’nde güvenoyu almıştır. Hükümetin güvenoyu almasına, UBP Genel Başkanı Dr. Faiz Sucuoğlu’nun da onay verdiği bir ortamda, HP Başkanı Özersay’ın ortaya attığı meşruiyet iddialarının siyasi popülizmden öteye gitmeyen, siyasi zemini olmayan açıklamalar olduğunu üzülerek belirtmek durumundayım. Global ölçekte yaşanan ekonomik krizin ülkemize olumsuz etkilerinin azımsanamayacak oranda olduğu bir ortamda, halkımızın beklediği hizmete odaklanmak, hiç kuşkusuz yeni hükümetin önceliği kadar, değerli halkımızın özgür iradesini yansıttığı meclisimizde muhalefet görevini yerine getiren siyasi partilerin de önceliği olmalıdır.
Yılların birikimi sonucu oluşan yapısal sorunlara çözüm üretmek; halkımızın beklediği hizmetlere ulaşması ve uzunca bir süredir meclisin gündeminde olan tasarıların ivedilikle yasalaşması; bu dönemde hem iktidar partilerinin hem de muhalefetin halkımıza hizmet anlamında, üzerinde önemle durması gereken hususlardır. Siyasi partilerin serüvenlerinde iktidarda olmak kadar, muhalefet görevini yerine getirmek hatta yeri geldiğinde mecliste temsil edilememek de vardır. Bunlar, siyasetin doğallığında gelişen süreçlerdir ve halkın teveccühünü benimseyebilmek, siyasi olgunluk gerektiren bir kudrettir!
Siyaseti bir çözüm mekanizması olarak görmek, kişisel ve zümresel hırsları toplumsal faydanın üzerinde tutmamak, meclisin yasama ve denetleme çalışmalarına odaklanmayı başarabilme becerisine sahip olunması durumunda, değerli halkımız nazarında siyasete ve siyasetçiye olan güven, büyük ölçüde iyileşecektir. Bu duygu ve düşüncelerle siyasetin tüm paydaşlarına demokratik karar alma mekanizmalarının çalıştırılmasıyla oluşan her sonuca saygı gösterme konusunda sağduyulu davranmaya ve enerjilerini, halka hizmet konusunda yoğunlaştırmaya davet ediyorum.”