Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Güney Kıbrıs’ta dünkü genel seçimin sonuçlarının, milliyetçi ve aşırı uçlardaki düşüncelerin gün geçtikçe arttığını gösterdiğini kaydeden Tatar, güneydeki eğitim sistemindeki aşırı milliyetçi unsurların ve spor kulüplerinde, gerek kullanılan semboller ve gerekse milliyetçi söylemlerle gençlerin yönlendirildiğini belirtti.,
Tatar, “Rum tarafındaki sistematik propaganda seçim sonuçlarına açıkça yansımıştır” değerlendirmesinde bulundu.
Seçim sürecinde, milliyetçi söyleme sahip siyasi partiler Kıbrıs konusunda bulunacak çözüm şeklinin, “Türkiye’nin garantörlüğü ile Türk askeri varlığının devamını içermemesi ve federal temel dayanması” gerektiğini ileri sürerken, KKTC’ye ve Kıbrıs Türk halkına yönelik çok ağır saldırılarda bulunduklarını ifade eden Tatar, şöyle devam etti:
“Seçim sonuçlarına göre Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in ruhani liderliğini yaptığı EOKA’cıların partisi birinci olurken, 1950 yılında yapılan Enosis plebisitine Rum Ortodoks Kilisesi ile birlikte öncülük eden, Rum Meclisi’nde alınan Enosis kararının altında imzası bulunan ve bugün federal çözümü savunan sol görüşlü AKEL ise büyük oranda oy kaybederek ikinci sırada yer almıştır. Makarioscuların partisi olarak bilinen ve Enosis’i savunan DİKO üçüncü sırada yer alırken, yine Enosis’i savunan ve Türk halkını hazmedemeyen faşist ELAM ise dördüncü sırada yer almıştır.
“KİLİSENİN ETKİSİ BÜYÜK”
Güney Kıbrıs’taki bütün siyasi partiler, Rum Ulusal Konseyi’nin kararları doğrultusunda hareket ederken, Rum Ortodoks Kilisesi’nin de bunlar üzerinde kontrolü ve büyük bir etkisi vardır. Rum siyasi partilerinin tümü de ‘Helen bir Kıbrıs’ yaratma mücadelesinde ‘sağ ve sol’ olarak birlikte yer alırken, Kıbrıs Türk halkının hak ve hukukunu yok etmeye, halkımızı azınlık yapmaya çalışmaktadır.”
“ŞOVEN-IRKÇI AKIMLARIN ETKİSİNİN YÜKSELMESİNİN NEDENİ EĞİTİM SİSTEMİ”
Cumhurbaşkanı Tatar, Güney Kıbrıs’ta şoven-ırkçı akımların etkisi yükselirken, bunun ana nedeninin “Kıbrıs’ın bir Helen adası olduğunu” ileri süren ve “Türk düşmanlığını” körükleyen Rum eğitim sistemi olduğunu belirtti.
Bunun yanı sıra Rum Yönetimi’nin Güney Kıbrıs’ta Türklere karşı saldırıları organize eden, her eylemde Yunan bayrakları taşıyan faşist ELAM’a seyirci kalmasının ve Rum Ortodoks Kilisesi’nin de bunlara destek vermesinin ELAM’ın oylarının artmasının en büyük nedeni olduğunu kaydeden Tatar, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
“ZİHNİYETTE EN KÜÇÜK BİR DEĞİŞİKLİK YOK… FEDERAL TEMELDE BİR ANLAŞMA MÜMKÜN DEĞİL”
“Annan Planı ile ilgili referandum sonuçları, Crans Monta görüşmeleri ve Pazar günü Güney Kıbrıs’ta yapılan seçim sonuçları bir kez daha göstermiştir ki, Rum zihniyetinde en küçük bir değişiklik yoktur ve federal bir temelde bir anlaşma mümkün değildir. İşte bu nedenleri ve Kıbrıs’ta yaşanmakta olan gerçekleri dikkat alarak, Kıbrıs’ın ve bölgenin yararına olacak egemen eşit iki devlete dayalı çözüm önerimizi gündeme getirdik ve bu önerimizi Cenevre’de de masaya koyduk. Bölgenin en güçlü ve en büyük ülkesi olan Türkiye tarafından da desteklenen bu önerimiz, uluslararası alanda da büyük yankı yaratmıştır. Anavatan Türkiye ile birlikte belirlenen bu yolda ilerlemeye devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Tatar, güneydeki seçim sonuçlarıyla ilgili değerlendirmesinde “kangrenleşen Rum zihniyetinin değişmesi ve Kıbrıs’ta önerimiz doğrultusunda adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir anlaşmaya ulaşılması” temennisinde de bulundu.