Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı, Başbakan Ersin Tatar,“kendilerinin Kıbrıs Türk Halkı’nın özgürlük, güvenlik, egemenliğine sahip çıkmakta olduklarını ve bu bağlamda halkın iradesinin sandığa doğru olarak yansıması istediklerini ” vurguladı.
Başbakan Tatar, “Kıbrıs Türkü’nün Devletini küçümseyenlerin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni alt yönetim olarak görenlerin Cumhurbaşkanı Akıncı ve türevleri olduğuna” dikkati çekti.
Ersin Tatar, “ Rum tarafının egemen eşitliğimizi yok sayan tutumuna ses çıkarmayan, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşunda elde ettiğimiz veto hakkımızın ortadan kalmasına neden olan Sayın Akıncı’nın KKTC’nin yaşaması ve yücelmesini gaye edinen UBP’nin Devletimizin alt yönetim haline indirgemesini istediğini ileri sürmesi kabul edilemez bir seçim oyunu, çarpıtmadır ” dedi.
Başbakan Tatar, Kıbrıs Türk Halkı’nın 11 Ekim’de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde yanlışta ısrar edenlere “ artık yeter” diyeceğinden emin olduğunu” vurguladı.
Ersin Tatar açıklamasında şunları kaydetti:
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurulduğu ilk günden itibaren baskılara, izolasyonlara ve sözde çözüm isteyenlerin yok saymasına karşın dimdik ayaktaysa bunun ilk nedeni Kıbrıs Türkünün kendi vatanında egemen ve özgür yaşama isteği ikincisi ise Türk halkının ve Türkiye Cumhuriyeti’nin karşılıksız desteğidir.
Halen ve KKTC Cumhurbaşkanı sıfatını taşıyan bir kişinin bu gerçekleri bilmemesi mümkün olmayacağına göre son açıklaması ne anlama gelmektedir?
Her şeyden önce kendisini sözde özgürlükçü, sözde çağdaş gören bu kişi, “otur arap kalk arap misali” sözüyle zihninin derinliklerindeki ırkçı bakış açısını yansıtmış ve iki yüzlü siyasal tavrını ortaya koymuştur.
Sadece yeniden seçilmek için KKTC’nin Türkiye Cumhuriyeti ile olan tarihsel, toplumsal, kültürel ve ekonomik ilişkilerini “biat” yani boyun eğmek, tabi olmak olarak kurgulayanların, Kıbrıs Türk Halkının haklı davasını en başından itibaren, canıyla, kanıyla, ekonomisiyle, diplomasisiyle, ordusuyla gönülden destekleyen kardeş Türk Halkını ve Devletini incitmekten zerre rahatsızlık duymadığı da açıktır.
Kıbrıs Türk Halkının kendi vatanında özgür, eşit, egemen ve güvenlik içinde yaşayabilmesi için KKTC’nin bağımsızlığını her platformda ve her koşulda destekleyen tek devlet olan Türkiye Cumhuriyeti ile olan ilişkilerimizi “alt yönetim” olarak tanımlamak ise ancak izansızlıkla açıklanabilir. Ne Kıbrıs Türk Halkı ne de onun özgür iradesiyle seçilen bizler böyle bir görüşü paylaşabiliriz.
Büyük iddialarla çözüm için geldiğini söyleyip beş yılda bir arpa boyu yol alamayanların, Kıbrıs Türk Halkının refahı ve tanınması için tek bir dişe dokunur icraatı olamayanların gündemi bu tür açıklamalarla meşgul etmesinin amacı bellidir.
Ulusal Birlik Partisi olarak biz, Kıbrıs Türk Halkı’nın özgürlük, güvenlik ve egemenliğine sahip çıkmaktayız ve bu bağlamda halkın iradesinin sandığa doğru olarak yansıması istiyoruz.
Doğu Akdeniz’de yaşananlar, Kıbrıs konusundaki gelişmeler ortadayken hata yapılmamasını istiyoruz.
Kıbrıs Türkü’nün Devletini küçümseyenler, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni alt yönetim olarak görenler Sayın Cumhurbaşkanı Akıncı ve türevleridir.
Rum tarafının egemen eşitliğimizi yok sayan tutumuna ses çıkarmayan, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşunda elde ettiğimiz veto hakkımızın ortadan kalmasına neden olan Sayın Akıncı’nın kendisidir.
Durum bu iken Sayın Akıncı’nın KKTC’nin yaşaması ve yücelmesini gaye edinen UBP’nin Devletimizin alt yönetim haline indirgemesini istediğini ileri sürmesi kabul edilemez bir seçim oyunu, çarpıtmadır.”
Kıbrıs Türkünün özgürlük, eşitlik, güvenlik ve egemenlik talebinin yılmaz savunucusu Ulusal Birlik Partisi’nin Cumhurbaşkanı adayı olarak hiç şüphem yok ki onurlu ve baş eğmez Kıbrıs Türk Halkı kendi iradesini görmezden gelenlere hak ettiği cevabı 11 Ekim Pazar günü yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde mutlaka verecektir. Kıbrıs Türkü “Artık Yeter” diyecektir. “