“Mevcut yasanın tadili ve tam anlamıyla uygulamaya girmesi hayati önemdedir”
Kıbrıs Türk Hekimler Sendikası (Tıp-İş), sağlığa zararları bilimsel olarak kanıtlanmış olan tütün kullanımını ülkede azaltmak amacı ile başta devlet olmak üzere herkese sorumluluk düştüğünü belirterek, ülkede 2008’den beri yürürlükte olan Tütün Ürünlerinin Zararlarından Korunma ve Denetim Yasası’nın tadil edilmesinin ve tam anlamıyla uygulamaya girmesinin hayati önem taşıdığına işaret etti.
Sendika, 31 Mayıs Dünya Tütünsüz Günü dolayısıyla yayımladığı mesajda, tütünün, 20. yüzyılın “en büyük” epidemik halk sağlığı sorunlarının başında geldiğine dikkat çekerek, “Tütünün, sigara, puro, sarma sigara, elektronik sigara, ısıtılmış tütün ürünü gibi tüm formları zararlı olup tütün maruziyetinin güvenli olduğu bir seviye veya tür yoktur.” ifadelerini kullandı.
“Tütün, tüm dünyada ölüm, hastalık ve yoksulluğun başlıca nedenidir” diyen Sendika, “tütün, kullanıp terk etmeyenlerin yaklaşık olarak yarısını öldürmektedir. Dünyada her yıl tütün nedeni ile 8 milyondan fazla insan hayatını kaybetmektedir. Bunlara kendisi tütün kullanmadığı halde ikinci el tütün dumanına maruz kalan yaklaşık 1,3 milyon pasif içici de dahildir” dedi.
Sendika, 2020’de dünya nüfusunun yüzde 22,3’ünün tütün kullandığına, bu oranın erkekler arasında yüzde 36,7, kadınlarda ise yüzde 7,8 olduğuna dikkat çekti.
“Yasa yürürlükte olmasına karşın uygulanmasında gerekli irade ortaya konulamamış ve zaman içinde yasanın hiçbir etkisi kalmamıştır”
Kıbrıs Türk Hekimler Sendikası, mesajında, mevcut yasaya da işaret ederek, “Ülkemizde 2008 yılından beridir Tütün Ürünlerinin Zararlarından Korunma ve Denetim Yasası yürürlükte olmasına karşın uygulanmasında gerekli irade ortaya konulamamış ve zaman içinde yasanın hiçbir etkisi kalmamıştır. Öyle ki devlet kurumları, hatta eğitim ve sağlık kurumlarında bile kapalı alanlarda tütün ürünleri kullanılmaktadır.” ifadelerini kullandı.
Tütün kullanımına bağlı hastalıkların tedavisi için harcanan kaynaklar…
Sendika, sağlığa zararları yüzlerce bilimsel çalışma ile defalarca kanıtlanmış olan tütün kullanımına bağlı hastalıkların tedavisi için harcanan kaynakların ülkenin sağlığa ayırabildiği kaynakların “ciddi bir oranını” aldığına işaret ederek, “Daha kötüsü ise ülkemizde hastalıklara bağlı can kayıplarının başında gelen kalp ve damar hastalıkları, kanserler ve inme gibi birçok hastalığın nedenleri arasında da tütün kullanımı ilk sıralarda gelmektedir. Birçok önlenebilir erken ölümün sebepleri arasında başı çekmektedir.” denildi.
“Yeni nesil tütün ürünlerinin ülkede satışının serbest olması kabul edilemez”
Sendika, “zararları bu kadar açık ve çok olan tütün kullanımını ülkede azaltmak amacı ile başta devlet olmak üzere herkese sorumluluk düştüğüne” işaret ederek, “Başta, mevcut yasanın tadili ve tam anlamıyla uygulamaya girmesi hayati önemdedir” dedi ve devamla şunları kaydetti:
“Halka zararsız diye sunulan elektronik sigara, ısıtılmış tütün ürünleri gibi yeni nesil tütün ürünlerinin de daha güvenli olduğu gösterilememiş, kanser dahil birçok sağlık sorununa ve hastalığa neden olduğu giderek daha fazla bilimsel çalışma ile ortaya konulmaya başlanmıştır. Buna rağmen bu tür tütün ürünlerinin ülkemizde satışının serbest olması kabul edilemez. Bu ürünlerin satış, dağıtım ve kullanımının denetimi ve düzenlenmesi için yasada gerekli düzenlemeler acilen yapılmalıdır.
Tütünsüz bir ülke için eğitim şart
Sendika, eğitimin tüm zararlı alışkanlıklara başlamada ya da bu zararlı alışkanlıklardan kurtulmada en önemli etkenlerden biri olduğuna işaret ederek, “Tütünsüz bir ülke için farkındalık yaratmak, bilinçli bir toplum oluşturulmak isteniyorsa her alanda ve her kesime yönelik doğru bilgilendirme yapılmalı, eğitim verilmelidir.” ifadelerini kullandı.
Aktif denetim… Akciğer kanserinin erken tanısına yönelik düşük doz tomografi taraması…
“Aktif denetim yapılarak kullanmayanların tütünün zararlarından korunmasının yanı sıra, kullananların da bu zararlı alışkanlıktan kurtulması için imkanlar yaratılması gerektiği” görüşünü de paylaşan Sendika ayrıca, “ülkede en sık görülen kanserlerden birisi olan akciğer kanserinin erken tanısına yönelik olarak risk grubundaki kişilerin düşük doz tomografi ile taranmasının planlanarak ivedilikle başlatılmasının yaşam kurtarıcı olacağını” kaydetti.