KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop ile bir araya geldi.
Şentop, Töre’yi girişte karşılarken, ilk olarak baş başa görüşme yapıldı. Yaklaşık olarak 30 dakika süren görüşmenin heyetlerarası toplantıya geçildi.
TBMM Başkanı Şentop, burada yaptığı konuşmada, KKTC heyetini TBMM’de ağırlamaktan mutluluk duyduğunu belirterek, Töre’ye yeni görevinde başarılar diledi.
TBMM’de farklı görüşten siyasi partiler olduğunu hatırlatan Şentop, Meclis’te üzerinde tartışılması için görüş birliği olan konuların başında Kıbrıs konusunun geldiğini söyledi.
Şentop, Kıbrıs davasının milli davaları olduğunun altını çizerek, Kıbrıs Türkü ile Türkiye arasında güçlü bir görüş birliği ve ortak irade olduğuna dikkati çekti.
2021 yılında Cenevre’de BM tarafından Kıbrıs konulu gayriresmi ve 5+1 formatında toplantı düzenlendiğini hatırlatan Şentop, “KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın bu toplantıda ortaya koymuş olduğu, Ada’daki gerçeklikleri öneren vizyona Türkiye’nin desteği tamdır. Uluslararası toplumla her vesileyle Ada’da iki ayrı halk ve devletli çözümün ancak bu gerçeklikleri esas alan bir yaklaşımla mümkün olduğunu anlatıyoruz. Kıbrıs Türk halkının 1960’ta kazanmış olduğu hakların müktesebatında olan, bunların içerisindeki ‘egemen eşitliğin ve eşit uluslararası statüsü’ tescil edilmeden yeni bir müzakere sürecinin başlaması mümkün değildir. Aksi halde bir 50 yıl daha hiçbir sonuç alınmadan müzakere yapmanın anlamı, özellikle Türkiye ve KKTC’nin kaybedecek böyle bir zamanı yoktur.” dedi.
Şentop’un, Maraş’ın, KKTC’ye kazandırılması amacıyla, mal sahiplerinin hakkı gözetilerek atılan adımları, Türkiye olarak kuvvetle desteklediklerini kaydetti.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin son döneminde Maraş’ı geri almak için büyük bir yaygara kopardığını söyleyen Şentop, Rumlara Maraş’ın iadesi karşısında Ercan Havalimanının BM, Gazimağusa Limanı’nın ise AB kontrolünde açılması gibi bazı yöntemleri KKTC’ye danışman yeniden öne sürmenin samimiyetten uzak olduğunu düşündüklerini söyledi.
“RUM TARAFININ TAVRI, BÖLGE İSTİKRARU İÇİM BİR TEHTİD”
Doğu Akdeniz’in çok önemli bir bölge olduğunu vurgulayan Şentop, Rum tarafının bölgedeki hidrokarbon çalışmalarının tek yanlı yürütmesinin bölgenin istikrarı açısından bir tehdit oluşturduğunu ve buna fırsat vermeyeceklerini kaydetti.
Şentop, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de kendi hakkının ve KKTC’nin haklarının ihlal edilmesine izin vermeyeceğini hem masada hem de masada bu duruşunu kararlılıkla sürdüreceğini söyledi.
Ukrayna’daki savaşa da değinen Şentop, Türkiye’nin bu konuda çatışmaların durması ve diplomasinin çalışması için büyük çaba sarf ettiğini, BM’nin ise bu savaşta tamamen etkisiz olduğunu kaydetti.
Şentop, “Parlamentolar arasındaki ilişkileri de çok önemsiyoruz. KKTC’nin görünürlüğünü artırılmasını sağlamak amacıyla parlamenterler seviyesinde katıldığımız uluslararası toplantılarda görüşmelerimizi ifade ediyoruz. KKTC parlamenterlerinin uluslararası toplantılara katılması yönünde gayret gösteriyoruz.” dedi.
Türkiye’nin KKTC ile dayanışma içerisinde olmaya, Kıbrıs Türk halkının hak ve hukukunu korumaya yönelik vereceği desteği sürdüreceğine işaret eden Şentop, “Milli davamızda, TBMM ve Cumhuriyet Meclisi’nin de diğer tüm kurum ve kuruluşların olduğu gibi, eşgüdüm içerisinde hareket etmesi önemlidir.” diye konuştu.
TÖRE
Cumhuriyet Meclisi Başkanı Töre, ana vatan Türkiye’yi yanlarından hissettiklerinde daha güçlü olduklarını, güvende hissettiklerini söyledi.
Töre, “Ana vatan Türkiye olmasa, 20 Temmuz Mutlu Barış Harekatı gerçekleşmemiş olsaydı, Kıbrıs Ada’sı bugün 12 Adalar’dan sonra 13. Ada, Kıbrıs Ada’sı bir Girit olurdu. Bunun önüne geçmişsek, bu, Kıbrıs’taki Mücahitlerin direnişi ve sonunda 20 Temmuz Mutlu Barış Harekatı ile Mehmetçiklerin Kıbrıs’a gelmesiyle sağlandı.” diye konuştu.
1959-1960 Anlaşmaları sonucunda Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulduğunu ve yapılan Garanti Anlaşmaları neticesinde Türk askerinin bir alay olarak Kıbrıs’a geldiğini ve bunun Kıbrıs Türkü’nün umudunu artırdığını söyledi.
Töre, Türk ordusunun şimdi de Ada’da çıkarılması için uluslararası çalışmaların devam ettiğini kaydederek, “Türk askeri Ada’da bizim güvenliğimizdir, özgürlüğümüzdür ve KKTC’nin de güvencesidir. KKTC, artık bizim milli devletimizdir. Kötü komşu, komşuyu ev sahibi yapar. Biz, ortaklıkla kurduğumuz Kıbrıs Cumhuriyeti’nde atıldık, Kıbrıs Cumhuriyeti işgal altına alındı. Bu vesileyle, fiili olarak şu anda iki devlet vardır. Biri güneyde Rumların işgali altındaki Kıbrıs Cumhuriyeti, diğeri kuzeyde KKTC vardır. Rumlar, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni ‘Helen Cumhuriyetine’ çevirip, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuzeye de egemenliğinin yayılması için bir anlaşma içindedirler. Rumlar, KKTC topraklarından da ciddi taviz beklemektedirler. Dolayısıyla devletin varlığı ve geleceği için toprak ve nüfus bizim açımızdan çok önemlidir. Bunun yanında Türkiye’nin hamiliğine ve garantörlüğünün devamına ihtiyaç vardır. Çünkü garantörlük olmazsa bugün Rusya’nın Ukrayna’ya yaptığını Rumlar ve Yunanlılar da bize yapıyordu Kıbrıs’ta. Bunun, önüne 1974’te geçildi.” diye konuştu.
15 gün kadar önce Rum kesimindeki papazların, Rum Milli Muhafız Ordusu komutanlarını öğretisinde silah eğitimi aldığını anımsatan Töre, KKTC’de Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri ve Güvenlik Kuvvetleri Ko
mutanlığının öncülüğünde geçen hafta Din İşleri Başkanı’nı davet ederek fidan dikimi yaptıklarını söyledi.
“TEKRAR FEDERASYON OLSUN DİYE BİR UĞRAŞI İÇİNE GİRMEMİZ DOĞRU DEĞİL”
Töre, “Rum fanatizmi bir türlü bitmiyor, dolayısıyla biz kendi milli devletimize sahip çıkmalıyı, Kıbrıs’ta iki eşit egemenliğe dayalı bir çözüm olması yönünde. Federasyon zaten fonksiyonel olarak vardı ve o yok edildi. 50 senedir federasyon olsun diye masalarda dirsek çürüttük. Dolayısıyla tekrar federasyon olsun diye bir uğraşı içine girmemiz doğru değildir.” dedi.
Ukrayna-Rusya savaşından BM’nin etkisiz kaldığını vurgulayan Töre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ifade ettiği “dünya 5’ten büyüktür” sözünün son derece öneml olduğunu ve bir gerçek olduğunun altını çizdi.
Töre, “Kıbrıs davası bir milli davadır, Türkiye ile müştereken yürütülür, ayrı olarak yürütülemez. Milli davanın öznesi, milli çıkarlarımız, hak ve menfaatlerimizdir. Özne, sadece Kıbrıs Türk halkı değildir, özne, milli davadır. Bu milli dava da Türkiye ile birlikte yürütülür. Kıbrıs Türk halkının Ada’da olması ve direnmesi Türk milleti için büyük bir şans yaratmıştır.” diye konuştu.
Türkiye’nin bölgede güçlü olmasının önemine değinen Töre, Türkiye ile iftihar ettiklerini söyledi.
Töre, “Türkiye ve Türk ordusundan Kıbrıs Türk halkı olarak asla vazgeçmeyiz. KKTC’den de vazgeçmeyiz. Nasıl Türkiye bir milli devletse, KKTC de milli bir devlettir ve gelecek nesillere sapa sağlam teslim edilerek devam ettirilmelidir.” İfadelerini kullandı.
Heyetler arasında yapılan görüşmede Meclis Başkan Yardımcısı Fazilet Özdenefe, Meclis İdari Amiri Yasemi Öztürk, Başkanlık Divanı Üyesi Milletvekilleri Alişan Şan, Hasan Küçük, Devrim Barçın ve Şifa Çolakoğlu’nun yanı sıra KKTC Ankara Büyükelçisi Kemal Köprülü ve Meclis Özel Kalem Müdürü Mustafa Çaluda
Görüşmede ayrıca, TBMM Dış İlişkiler ve Protokol Başkanı Prof. Dr. Kudret Bülbül, TBMM Başkan Başmüşaviri Ece Kırlı, Büyükelçi ve TBMM Başkan Başmüşaviri, TBMM Genel Sekreter Vekili Naim Çoban, Konya Milletvekili Orhan Erdem, İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, Kütahya Milletvekili İshak Güzel, Burdur Milletvekili Bayram Özçelik ve Gaziantep Milletvekili Ali Şahin de bulundu.
Heyet, görüşmenin ardından 15 Temmuz 2016 Darbe Girişiminde hasar gören yerleri TBMM Başkanı Mustafa Şentop eşliğinde ziyaret etti ve bu bölgeye karanfiller bıraktı.
TBMM Başkanı Şentop, heyete Genel Kurul salonunu da gezdirerek Meclis işleyişi hakkında bilgiler verdi.
Ardından Başkan Şentop, Töre ve heyeti onuruna TBMM Başkanı Resmî Konutunda öğlen yemeği verdi.