Türkiye’de uzmanlardan korkulan senaryo: Sürü bağışıklığı yeni bir pandemi doğurabilir!
Günlük vaka sayısı 90 binleri görmesine rağmen önlemlerin gevşetilmesini “sürü bağışıklığına gidiliyor” diye değerlendiren uzmanlar, sürecin yeni bir mutasyona neden olmasından endişeli. TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut, “Dünyayı büyük felaketler bekliyor” dedi.
Türkiye, 2021 baharında kapanma dönemini yaşarken koronavirüste günlük vaka sayıları 10 binler civarındaydı. Bugünlerde ise 90 binlere ulaşan vaka sayılarına rağmen sosyal hayatın normal seyrinde gitmesi, uzmanları endişelendiriyor. Yaz aylarında aşılama yapılan ülkelerin tersine vaka ve ölüm sayısında düşüş olmadığına dikkat çeken uzmanlar, “Bu artık sürü bağışıklığı değil, sürü yaralanması” yorumunu yapıyor.
DÜNYA’nın sorularını yanıtlayan uzmanlar, Omikron varyantıyla tüm dünyada tırmanan vaka sayılarının yarattığı riski değerlendirdi. Türk Tabipleri Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut, tüm dünyada hükümetlerin pandemide geldiği noktayı, “Sürü bağışıklığını geçtik, sürü yaralanması dediğimiz noktadayız. Ekonomik ortamı kurtarma kaygısı Omikron varyantının önüne geçti. Yani kapitalizm Omikron’a yenildi” sözleriyle değerlendirdi.
100 binden sonra kayıplar katlanarak artar
Türkiye’nin aşılama sürecinde sınıfta kaldığını belirten Vedat Bulut, Omikron varyantı çok hızlı yayılırken aşılamadaki yetersizlik nedeniyle ölüm oranlarının arttığını vurguladı. Bulut, şöyle konuştu: “Gerçek rakamların çok daha fazla olduğunu artık hepimiz biliyoruz. Günlük kayıplarımız 200’ün üzerine çıktı. Günlük vaka sayısı 100 bini geçtiğinde hastanelerdeki imkanlar nedeniyle ölümler katlanarak artacak Diğer yandan bağışıklama oranı düşük. İki doz aşılıların oranı yüzde 81,64 deniliyor, ama 18 yaş altı buna dahil değil. Yani aslında yüzde 80’i bulamadık. Aşısını aksatan, randevuya gitmeyen çok insan var. Bunun yanında çeşitli nedenlerle aşıya rağmen bağışıklanamayan da çok insan var. Yani toplumda yeterli antikor oluşmuyor. Her aşı aynı oranda korumuyor. Bu nedenle aşı tablosu verilirken inaktif aşı oranı, mRNA aşı oranı ayrı belirtilmeli.”
Yeni bir varyanttan endişeleniyoruz
Prof. Dr. Vedat Bulut, dünya genelinde tedbirlerin gevşetilmesini ve aşılamada başarı yakalanamamasını bilim dünyasının endişeyle izlediğini de vurguladı. “Burada korkulan senaryo ölümlerin artmasından öte yeni bir varyantın hatta yeni bir pandeminin başlaması” diyen Bulut, SARS CoV-3 ihtimalinin bilim insanlarınca artık dile getirildiğine dikkat çekti. İnsanların ekosisteme verdiği zararın yeni pandemileri kaçınılmaz kıldığını vurgulayan Prof. Dr. Bulut, özellikle yaban hayata yakın yerleşim yerlerinin acilen aşılanması gerektiğini ifade etti. Bulut, “SARS CoV-3 ihtimali artık gündemde. Çünkü insan, giderek daha fazla vahşi hayatın içine giriyor. Bu nedenle artık veteriner hekimlikle, insan hekimliğinin arasındaki sınır da kalkıyor. Dünya buna tek sağlık diyor. İki bilimin bir arada çalışması gerek. Vahşi yaşamdan yeni virüsler hayatımıza girecek. Son olarak Amerika’da koronavirüsün insandan geyiklere geçtiği tespit edildi. Hayvan hücresinde nasıl bir mutasyonla yeniden insana bulaşacağını bilemiyoruz. Türkiye’de özellikle kırsalda, mezralarda aşılama zayıf. Buralara mobil aşı sistemleri götürülmeli” diye konuştu.
Yeni koronavirüs pandemisi 8 yıl sonra gelebilir
Dünya çapında bilim insanları da vahşi yaşama müdahale ve koronavirüs tedbirlerinin gevşetilmesiyle ilgili endişeli. Chicago Üniversitesi’nden Changchuan Yin, geçtiğimiz ay yayınladığı “SARS-CoV-2’nin evrimsel eğilimi, homopolimerik nükleotid tekrarları” başlıklı yazısında Delta kadar öldürücü, Omikron kadar hızlı yayılan yeni bir varyantın mümkün olduğunu belirtti. Yin ve ekibi, “Yakın gelecekte bir noktada hayvanlardan insanlara geçecek bir SARS-CoV-3 kaçınılmaz. Hayvanlar aleminde çok sayıda koronavirüs var. Bilim insanları şimdiye kadar 46’sını isimlendirdi” uyarısında bulunuyor.
Duke Üniversitesi İnsan Aşı Enstitüsü Direktörü Kevin Saunders da veterinerler ve insan hekimleri yapılmazsa her sekiz ila 10 yılda bir yeni bir koronavirüs salgını beklentisi içindeyiz. Patojenin yayılmasını sınırlamak için yeni tedaviler ve aşıların yanında halk sağlığı stratejisi gerekiyor. Bu, yeni virüsü, orijinal hayvan konakçısından insana sıçramadan çok önce tespit etmek anlamına gelir” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Serhat Ünal: Üçüncü dozda hızlanmalıyız
Sürü bağışıklığına gidildiği iddialarının doğru olmadığını belirten Prof. Dr. Serhat Ünal da hükümetlerin Omikron’a karşı tavrını “Aşıya güven” olarak değerlendirdi. “Aşılamayla ölümlere mani olabildik. Düşüyor. Omikron hızlı yayılsa da ölümcül etkisi Delta kadar yüksek değil” diyen Ünlü, antikor konusuna dikkat çekti. Ünlü, şöyle konuştu: “Türkiye’de ölümlerin artmasının nedeni üçüncü doz aşılarda istenilen seviyeye gelinememesi. Omikron, aşısız kişilerde tekrar tekrar yerleşiyor. Antikoru düşük. Maske, mesafe, hijyen ve aşıya devam edilmeli. Bunun yanında büyük kapatmalar artık yok.”