Boris’i ayakta tutan umut kentin kurtarılması, ancak bu umudu Mariupol’de, Herson’un 418 km doğusunda diri tutmak çok zor.
Alex ismini kullanmak isteyen eski bir öğretmen “İşgalden sonra tüm hayatım yerle bir oldu” diyor.
Rusya çok şiddetli bir kuşatmanın ardından Nisan ayında Mariupol’un kontrolünü ele geçirmişti.
Yine güvenli bir mesajlaşma uygulamasından iletişim kurduğumuz Alex “Ruslar apartman apartman dolaşıp Ukrayna’yla ilgili her şeyi yok ettiler” diyor; “Evimde Ukrayna sembollerini ve birçok kitabı yaktılar”.
Mayıs sonunda kuşatma bittiğinde Rus askerler kademeli olarak çekilirken, o dönemde tek taraflı bağımsızlığını ilan etmiş olan Donetsk Halk Cumhuriyeti’nden Moskova yanlısı yöneticilere, kenti yönetme görevi verildi.
O dönemde Mariupol’de olan ama Ağustos ayında kentten kaçan Daryna, “Şehir harabeye dönmüştü” diyor.
Elektrik ve su sıkıntısı yaşanıyordu ve binlerce ev yıkılmıştı. Enkazların üstünde cesetler duruyordu.
Öğrenci olan Daryna, kentte durum böyle olmasına rağmen Rusların tüm sokakları “Mariupol’ün Moskova tarafından kurtuluşu” ilanlarıyla donattıklarını söylüyor.
Daryna propaganda, gereklilik ve bazı kent sakinlerinin Rus sempatizanlığı ile birlikte, Rusların kente etki edebildiğini belirtiyor: “Birçok kişi işgalcileri destekliyor ve onlar için çalışıyor çünkü paraya ihtiyaçları var ve açlıktan ölmek istemiyorlar”
Konum olarak Rusya’ya daha yakın olması ve Donbas’ın güneyinde bulunması nedeniyle Mariupol’un Moskova ile bağları, Herson’unkinden hep daha derindi.
Yine de sosyal medyada az da olsa direniş mesajları görmek mümkün.
Ancak savaş Mariupol’u hem fiziksel hem de duygusal olarak bitirmiş durumda. İyimserliğe rastlamak zor.
Alex “Çok umudumuz kalmadı çünkü insanlar buranın terk edildiğine inanıyor” diyor.
Mariupol’de savaşın sesi uzakta kaldı, Herson’a ise giderek yaklaşıyor. Tam aradaki Enerhodar’da ise savaşın sesi hiç kesilmedi.
Rusya bu kenti ve büyük nükleer santralini Şubat ayında başlayan savaşın ilk evrelerinde kontrolüne geçirdi.
Son aylarda Rus ve Ukraynalı güçler Dinyeper Nehri üzerinden karşılıklı top atışları yapıyor, Ukrayna Rusya’yı Zaporijya nükleer santralini kalkan olarak kullanmakla suçluyor.
Enerhodar halkı sürekli bir patlama korkusuyla yaşıyor ve bu onları günlerini katı kurallar altında yaşamaya itmiş.
Maksym “Tüm işinizi gündüz saatlerinde bitirmeye çalışmanız gerekiyor. Akşamları sokaklar köpeklere kalıyor” diyor
Kentte süpermarketler pahalı ve rağbet görmeyen Rus malları ile doluyken, pazarlar yerli çiftçilerin ürünleri ile dolu.
Ukrayna’nın yüzde 80’iyle bağlantısı kopmuş olan Enerhodar’da sebze ucuz olsa da, et, peynir ve sütün fiyatı savaş öncesinin iki katına çıkmış.
Maksym “Artık parayı sadece gıdaya harcıyoruz” diyor.
Kentte kalanların çoğu yaşlı.
Emekli Natalya “Gidebilen herkes gitti, özellikle çocukları olan kadınlar” diyor.
Natalya da kızını ve torununu özlüyor ama Avrupa’da güvenli bir yerde oldukları için mutlu olduğunu söylüyor.
Kentte dört aydır doğalgaz yok, elektrik sürekli kesiliyor.
“Yedi aydır dünyanın geri kalanından ve medeniyetten soyutlandık, cep telefonları bile çok az çekiyor. İnternetin çekmesi tatil gibi bir duygu” diyor.
Ama haberleri takip etmek için elinden geleni yapıyor.
Ukraynalı askeri uzmanların isimlerini sayan Natalya “Kurtuluşumuz uzak değil” diyor.
Rus kontrolündeki Melitopol, cepheden çok uzakta, işgal altındaki güney Ukrayna’da bir kent.
30’lu yaşlarındaki Toma, hasta annesine bakıyor; “İşgalin başlarında kalp hastası anneme ilaç bulabilmek için çok çabaladım” diyor.
Artık eczanelerin önünde daha az kuyruk var ama Toma eczanelerin “kalitesiz” Rus ürünleriyle dolu olduğunu söylüyor.
Annesinin ihtiyacı olan beş ilaçtan dördü bulunmuyor.
Bu ilaçları Ukrayna’nın kuzeyindeki arkadaşlarına aldırıp, zahmetli ve tehlikeli bir yolculukla gidip teslim alması gerekiyor.
Toma, insanlar hayatta kalmak için mücadele ederken Putin’in sözlerinin yer aldığı reklam panolarını görmenin “aşağılayıcı” olduğunu söylüyor:
“Sanki 35 yıl geri gitmişiz gibi”.
Ukrayna o dönemde hala Sovyetler Birliği’nin parçasıydı.
Toma kentteki okulların da içler acısı durumda olduğunu aktarıyor.
Ruslarla iş birliği yapmayı reddeden öğretmen ve yöneticiler görevden alınınca, liyakata bakılmadan insanların bu görevlere getirildiği örnekler veriyor: “Bir arkadaşımın çocuğunun sınıfına öğretmen olarak eski temizlikçiyi atadılar”.
Çocuklarını okula göndermek isteyen ailelere, çocuğun babasının pasaport ve adres bilgilerinin paylaşılması şartıyla 10 bin ruble (yaklaşık 160 dolar) para teklif ediliyor.
Ancak Toma isyanın sınıflara da sıçradığını söylüyor:
“Çocuklar Rusça kelimeleri Ukrayna harfleriyle yazıyor, sırt çantalarına sarı mavi kurdeleler bağlıyorlar ve Rusya’ya meydan okuyan mesajlar içeren aksesuarlar takıyorlar”.