UNESCO’nun ifade özgürlüğü raporu: “Gazeteciler ve basın özgürlüğü saldırı altında”
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), 2021-2022 “İfade Özgürlüğü” raporunda, geçtiğimiz yıllara göre dünyada basın özgürlüklerinin kısıtlandığını, gazetecilere saldırıların ve öldürülen gazetecilerin sayısının arttığını açıkladı.
Raporda, 2016 yılından 2021 yılı sonuna kadar 455 gazetecinin görev başındayken öldürüldüğü, hapsedilen gazeteci sayısının rekor seviyelere ulaştığı kaydedildi.
Raporda, küresel çapta son yıllarda gazetecilerin çalışmaları sırasında risk ve güvenlik açıklarının da arttığı belirtildi. Dünyanın birçok ülkesinde, basın özgürlüklerini kısıtlayan yeni yasaların basın özgürlüğünü baltaladığı kaydedildi.
Dünyada, basın özgürlüğüne yönelik artan baskıların, gazetecilerin güvenliğine yönelik devam eden tehditlerin bağımsız gazeteciliği tehlikeye attığı belirtildi.
Rapordan öne çıkan bazı başlıklar şöyle:
– Gazeteci cinayetleri üç yılda azalma gösterdikten sonra 2021 yılında artarak 55’e yükseldi. Gazeteci cinayetleri 2022 yılında ise yaklaşık yüzde 50 artarak 86’ya çıktı.
– Öldürülen gazetecilerin neredeyse yarısının görev dışındayken hedef alındığı, bazılarının seyahat ettikleri sırada, bazılarının park yerlerinde veya görevde olmadıkları diğer halka açık yerlerde, bazılarının da evlerinde saldırıya uğrayarak cinayete kurban gittikleri kaydedildi. Raporda, “Gazeteciler artık her yerde açık hedef halinde” ifadesi kullanıldı.
– Gazeteciler 2022 yılında organize suç, silahlı çatışma, yolsuzluk, çevre suçları, gücün kötüye kullanılması ve protestolar gibi hassas konuları haber yaptıkları için öldürüldü. Öldürülen gazetecilerin yarısından fazlasının Latin Amerika ve Karayip ülkelerinde olduğu belirtildi.
– 2022 yılında 19 gazeteci cinayetiyle Meksika ilk sırada yer aldı. Ukrayna’da 10, Haiti’de 9, Asya ve Pasifik ülkelerinde 16 gazeteci öldürülürken Doğu Avrupa ülkelerinde 11 gazeteci cinayete kurban gitti. Son beş yıldaki ilerlemeye rağmen, gazeteci cinayetlerinin cezasız kalma oranı yüzde 86 olarak açıklandı.
– Yapılan bir ankette, gazetecilerin üçte ikisi kendilerini çalışırken geçmişe göre daha az güvende hissettiklerini belirtti.
– Basın özgürlüğü dünya genelinde düşüş eğilimini sürdürdü. Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 85’ini oluşturan ülkelerde son beş yılda basın özgürlüğü konusunda genel bir düşüş yaşadı.
– Birçok ülkede COVID-19 salgını nedeniyle alınan önlemlerde de sıklıkla basın özgürlüğü ihlalleri yaşandı. Önlem bahanesiyle, hükümetin basına ve basın özgürlüklerine baskıları sıklaşarak daha da arttı.
– Hükümetler, genel politikaları ve çıkarttıkları yeni yasalarla internette ifade özgürlüğünü kısıtladı. 2016’dan beri internette ifade özgürlüğünü tehdit eden, orantısız cezalar içeren çok sayıda yasa birçok ülkede kabul edildi ya da mevcut yasaların kapsamı genişletildi.
– Birçok ülkede internete erişim kısıtlandı. Bant aralıkları daraltıldı. Bazı sosyal medya hesapları engellendi. Hükümetler bu tür teknolojik kısıtlama yollarıyla hem ifade hem de basın özgürlüğünü kısıtladı.
– 2016 yılından bugüne kadar, 44 ülkede en az 57 yasa ve yönetmelik kabul edildi veya kısıtlamaların öne çıktığı bir şekilde değiştirildi. Bu yeni yasa ve yasa değişiklikleri, ifade özgürlüğünü ve basın özgürlüğünü tehdit eden orantısız cezalar içerdi. Bu yasaların büyük bir bölümü internetteki özgürlükleri kısıtlamaya yönelikti.
– Son beş yılda medya geleneksel iş modellerini terk edip daha çok internet üzerinden yayın yapma eğilimini sürdürdü. 2016 yılında 2,3 milyar olan dünya çapındaki sosyal medya kullanıcı sayısı 2021 yılında 4,2 milyara yükseldi.
– Reklam gelirleri hızla büyük internet şirketlerine kaydı. Dev teknoloji şirketleri Google ve Meta, tüm küresel dijital reklam harcamalarının yaklaşık yarısını eline geçirdi. Küresel çapta gazete reklam gelirleri son beş yılda yarı yarıya düştü.
– Haber merkezlerinde çalışan kadınlara yönelik ayrımcılık devam etti. Haberlere atılan imzalarda ve haberlerin hazırlanmasında, toplumsal cinsiyet farkını kapatmadaki ilerleme büyük ölçüde durakladı.
– Hem niteliksel hem de niceliksel araştırmalar, kadınların haberlerde temsil edilmesinde kalıcı önyargılar olduğunu ve uzman kaynaklar olarak kadınların marjinalleştirildiğini ortaya koyarken, kadınlar haber kuruluşlarında yöneticilik ve liderlik seviyelerinde, siyaset gibi zor haberler konusunda daha az temsil edilmeyi sürdürdü.
– Dünya çapındaki sağlık uzmanlarının yaklaşık yarısını kadınların oluşturmasına rağmen, COVID-19 salgını sırasında medyada adı geçen sağlık uzmanlarının yalnızca yüzde 27’si kadındı.
– Gazetecilere yönelik diğer tehditler artmaya devam ediyor. Gazeteci hapisleri rekor seviyelere ulaştı. Gazetecilere yönelik internette şiddet, tehdit ve taciz fiziksel saldırıları teşvik ediyor. Gazeteciler saldırılardan kaçınmak için oto sansür uygulamak zorunda kalıyor.
– Bu tehditler, kadın gazetecileri ve azınlık gruplarını temsil eden gazetecileri aşırı derecede etkiliyor. UNESCO ve Uluslararası Gazeteciler Merkezi tarafından yapılan bir ankete yanıt veren kadın gazetecilerin yüzde 73’ü, çalışmaları sırasında şiddete maruz kaldıklarını belirtti.