Yaprak Dökümü
Çok acı ve derin üzüntü yaratan bir hafta sonu yaşadık. Çok önemli değerlerimizi,
canlarımızı yitirdik.
Acı haberler sabah saatlerinden itibaren peşi sıra geldi.
Sabahın ilk haberi trafikten geldi ve 52 yaşındaki Ali Rıza Avukat’ı yitirdik.
Bu acı haberin şokunu atlatmadan, Nefes’imiz düğümlendi. Uzun yıllardır sağlığına
kavuşmak için mücadele eden, umut kelebeğimizin melek olduğu haberi geldi.
Kelimeler düğümlendi boğazımızda, gözümüzden yaşlar boşaldı.
Lefkoşa’dan 17 yaşında gencecik bir kardeşimiz, Sıla’ya ağladık.
Yetmedi günün bizden aldıkları, bitmedi.
29 yaşındaki Lisa’nın Girne’den geldi ölüm haberi.
Kapkara haberler yıktı döktü içimizi.
Bırakın lokmayı, içtiğimiz su taş kesildi boğazımızda.
“Neler oluyor?”, “Ne bu kayıplar?” diye sorup durduk çevremize.
Biz acı dolu soruları sorarken geldi Erdal Abi’nin (Andız) vefat haberi.
Daima hayat dolu, hep yeni fikirlerle donanmış bir büyüğümüzdü Erdal Andız.
Gece saatlerinde de Zeki Beşiktepeli’nin hayatını kaybettiği haberi çöktü ağırlığıyla
yüreğe.
Hep öğretmenimdi Zeki Hoca, hem de yoldaşım. Bu ülkenin gailesini çeken,
Bölünmüş Kıbrıs’ı yeniden birleştirmek için canla başla çalışan, isyan eden, koskocaman
yürekli bir insandı.
Geride gözü yaşlı yoldaşlar ve öğrenciler bırakarak gitti bu dünyadan. Birçok yapacak
işi de ödev olarak bıraktı, biz geride kalanlara.
Ağladım, ağladık…
Gün kapkaraydı, acılıydı, gözyaşı doluydu.
Ve sabah da bitmedi, gitmedi acı haberler.
Ülkemiz sporuna çok uzun yıllar hizmet vermiş, bir dönem ünü Türkiye’ye ulaşmış ve Beşiktaş formasını da sırtına geçirmiş bir dev, Hüseyin Mevlüt… Acı haberini paylaştık.
Yaprak dökümü devam ediyor, memleketimde.
Bu küçücük adanın bir yarısında bu kadar acı haberlere dayanmaz yüreklerimiz.
Bir bir azalıyoruz ve her yitip gidenle biraz daha yalnızlaşıyoruz.
Büyük Usta Yaşar Kemal’in “Demirciler Çarşısı Cinayeti” nden bir alıntıyla bu acı
dolu yazıyı noktalamak istiyorum.
“O güzel insanlar, o güzel atlara binip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine
kaldık.”