Bilim insanları yeraltında trilyonlarca ton hidrojen olabileceğini öne sürdü. Bu enerjinin sadece küçük bir kısmının, fosil yakıtlara bağımlılığı 200 yıl boyunca durdurabileceği tahmin ediliyor.
Küresel ısınmayı yavaşlatma yolunda yürütülen çalışmalarda fosil yakıt kullanımının azaltılması büyük önem taşıyor.
Uzmanlar geleceğin temiz enerji kaynağını bulmaya çabalarken, hidrojen düşük karbon ayak iziyle öne çıkıyor.
Ancak yenilenebilir enerji kaynaklarıyla üretilen temiz hidrojeni elde etmenin pahalı ve zahmetli olması sorun teşkil ediyor.
Halihazırda hidrojen enerjisinin büyük bir kısmı, fosil yakıtlar veya çok yüksek miktarda su kullanılarak elde ediliyor.
Diğer yandan hidrojen, kayalar arasındaki etkileşimler sonucu doğal yolla da oluşabiliyor. Bugüne kadar sadece Mali ve Arnavutluk'ta saptanan bu jeolojik hidrojenin nadiren oluştuğu ve düşük miktarda olduğu sanılıyordu.
Ancak hakemli dergi Science Advances'ta yayımlanan yeni makaleye göre yeraltındaki bu temiz enerji kaynağı bütün dünyaya yayılmış olabilir.
ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu'ndan araştırmacılar, hidrojenin nasıl oluştuğuna dair bilgilerini jeolojik verilerle birleştirerek küresel çapta bu rezervlerin boyutunu tahmin eden bir model yarattı.
Modele göre yeraltında yaklaşık 5,6 trilyon ton hidrojen saklanıyor olabilir.
Diğer yandan bu enerjinin gezegenin neresinde olduğu veya ne kadarının hâlâ depolandığı gibi cevaplanmamış sorular var.
Araştırmayı yürüten ekip, var olduğu tahmin edilen hidrojenin muhtemelen hepsinin kullanılamayacağına da değiniyor.
Yine de bu enerjinin sadece yüzde 2'sinin yaklaşık 200 yıl boyunca, net sıfır karbon seviyesine ulaşmak için ihtiyaç duyulan hidrojeni sağlayacağını düşünüyorlar.
Çalışmada yer almayan bazı uzmanlar ise hidrojeni çıkarmak için kaynak ayırmanın doğru bir hareket olmayacağı görüşünde.
University College London'dan Prof. Bill McGuire, BBC Science Focus'a yaptığı açıklamada "Emisyonları azaltmaya ve iklim acil durumuyla mücadeleye katkı sağlamak için gereken ölçekte hidrojeni çıkarmak muazzam bir küresel girişim gerektirecek ve buna zamanımız yok" diyerek ekliyor:
Ayrıca ne kadar hidrojen olduğunu bilsek bile nerede olduğunu bilmiyoruz.
Araştırma ekibiyse yeni çalışmanın bir çerçeve sunduğunu ifade ederek makalede şöyle yazıyor:
Bulgular, bu alanda daha fazla araştırma yapılması gerektiğini gösteriyor. (Independent Türkçe)