“İKTİDAR ‘BEN NE İSTERSEM YAPARIM’ TAVRINI SÜRDÜRÜRKEN MUHALEFET YAPMAK İMKANSIZDIR”
Halkın Partisi Genel Sekreteri Ahmet Tokatlıoğlu, siyasi, ekonomik ve sosyal anlamda ülkenin geleceğini öngörmenin zor olduğunu, büyük bir belirsizlik yaşandığını söyledi.
Meclis’te muhalefet etme seçeneğinin tüketildiğini düşündükleri için parti olarak sine-i millet kararı aldıklarını hatırlatan Tokatlıoğlu, katıldığı televizyon programında mevcut durumu şu sözlerle değerlendirdi: “Mecliste meşru olmayan hükümetle, hükümet-muhalefet ilişkisi kurmak yaratılan gayrimeşru yapının normalleştirilmesine, kanıksanmasına neden oluyor maalesef. Kararlarına saygı duymakla birlikte, şu anda mecliste olan ana muhalefet partisine bakıyoruz, hükümet edenlerin muhalefeti dikkate, ciddiye almaması gibi bir durum yaşadığını görüyoruz. Eğer siz demokrasiye inanıyorsanız ve toplumun iradesini temsil eden vekillerin mecliste yasama ve denetleme faaliyetini yürütmesi gerektiğine inanıyorsanız, muhalefetin de söylediklerini, eleştirilerini dikkate almanız gerekir. Mecliste sağlıklı bir işleyiş için bu şarttır. Bu ortamda muhalefetin karşı çıktığı yasaya karşı verdiği tepki, sadece bir haftalık gecikme sağlıyor ama sonucu değiştiremiyor. İktidar ‘Ben ne istersem yaparım’ tavrını sürdürüyor.”
“KISIR DÖNGÜDEN KURTULMAK İÇİN GENİŞ KATILIMLI BİR SEÇİM ŞARTTIR”
Meclisin sınıfta kaldığını söyleyen Ahmet Tokatlıoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Ülkede büyük sıkıntılar ve tehditler söz konusu. UBP-DP ve YDP, makam ve menfaate dayalı yozlaşmış statükoyu besliyor olması, bireysel çıkarların ön planda oluşu, toplumsal ihtiyaçların, ana reformların hayata geçemiyor olması, ülkenin önündeki en büyük engeldir. Özellikle genç jenarasyon, z kuşağı kendileri için bu ülkede bir gelecek göremiyorlar. Artık tüm gelecek planlarını yurtdışı olarak kuruyorlar. Bu bizim için bir utanç kaynağıdır. Kötü yönetiliyoruz. Bugün sağlıkta, teknolojide, tarımda, eğitimde, sanayide, ticarette bir planlama yok. İstihdamı sürdürülebilir kılmaya yönelik bir çalışma yok. Bu kısır döngüden çıkılması elzemdir. Bu da ancak geniş katılımlı bir seçimle, seçmen iradesiyle mümkün olabilir. Katılımın giderek düştüğü seçimler yaşıyoruz ve bu böyle giderse gayrimeşru hükümeti de durdurmak mümkün olmayacak. Siyasete güvensizliğin yaratılmasının en büyük paydaşı UBP’dir. UBP, en fazla hükümette kalan ve icraatı elinde tutan, sürdürülebilirliği olmayan siyasi yapıların da kurucusu olan partidir. Toplu değişim için tüm siyasi partilerin çabası olması gerekir. Bu nedenle toplumun faydasına olan reformlar için partilerin seçimden korkmaması lazım. Bazen yanlış ve kabul edilemez olaylar karşısında statümüzden, konumumuzdan, konforumuzdan vazgeçerek siyasi bir duruş ortaya koymazsak, sineye çekip normalleştirirsek yarın ‘kurtaracak’ bir devlet, bir memleket bulamayacağız.”
“SİNE-İ MİLLET, SİYASETİ TOPLUM İÇİNDE YENİDEN ÖRGÜTLEME ADIMIDIR”
“Şu anda ciddi bir krizin ortasındayız” diyen HP Genel Sekreteri, yaşananlar, demokratik muhalefet ortamının yetersizliği, çözümlenemeyen sıkıntılar karşısında sine-i millet kararının en etkili duruşlardan biri olduğunu, etkisinin, sonuçlarının doğru analizi için zaman gerektiğini söyledi. Bu kararın siyasetten çekilme ya da partiyi kapatma anlamına gelmediğini, tam aksine partinin ülkeye dair endişelerinde, partinin prensiplerinde ne kadar net olduğunun göstergesi olduğunu anlattı. Tokatlıoğlu, “Bu, toplumun içinde siyaseti yeniden örgütleme adımıdır. Siyaseti bırakmayla sine-i millet kararı bir tutulamaz. Toplumun bizlere verdiği iradeyi temsil edemiyorsak, hükümet edenler seçilmiş olanı değil de bir nevi darbeyle atanmış olanı Başbakan koltuğuna oturtmuşsa, bunlar tepki verilmesi gereken durumlardır. Dolayısıyla parti meclisinin aldığı karar doğru ve yerinde bir karardır” ifadesini kullandı.
“HALKIN PARTİSİ, HER AŞAMADA PARTİ MECLİSİNİN ALDIĞI KARARLA HAREKET ETTİ”
HP’li iki vekil için süren disiplin sürecine ilişkin değerlendirmesi de sorulan Ahmet Tokatlıoğlu, bugüne kadar hükümet kurma, hükümetten ayrılma gibi tüm süreçlerde parti meclisinde alınan kararlarla hareket edildiğini, sine-i millet kararının da aynı yol izlenerek alındığını ve parti tüzüğüne göre uygulanmasının kaçınılmaz olduğunu dile getirdi. HP Genel Sekreteri, “Parti disiplini gereği alınan karara riayet edilmesi gerekiyor. Karara uyulmadığı durumda da Parti Meclisi tarafından kurulan Parti Disiplin Kurulu devreye giriyor. Süreci ve sonucu birlikte göreceğiz” dedi.