Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Cemal Özyiğit, müdahaleler ve partilerinden
istifa eden milletvekillerinin Meclis desteği ile kurulan UBP-DP-YDP azınlık hükümetinin gelinen aşamada
artık yok hükmünde olduğunu belirterek, “Hükümet artık sıfırı tüketmiştir” dedi.
Kurulduğu günden itibaren toplumun sorunları yerine kendi iç sorunları ile uğraşan, isteği yerine
getirilmeyen milletvekilinin nisabı sağlamamakla tehdit ettiği yapının artık bakan bile atayamayacak
duruma geldiğine dikkat çeken Özyiğit, hükümet ortaklarının birbirlerini yalancılıkla suçlar duruma
düştüklerini, Anayasaya göre 10 gün içinde atanması gereken Bakan’ın ise halen atanamadığını kaydetti.
Nisap sorunu yaşayan hükümetin Meclisi bile kapatamadığını, tehdit ve pazarlıkların orada bile
sürdüğünü, Hükümetin ortada olmadığı bir yapıda her bakanlığın ayrı bir hükümet gibi davrandığını,
bunun da günün sonunda ülkede kaos ve karmaşaya neden olduğunu belirten Özyiğit, “Bu yapıdan ülke
ve toplum yararına icraat yapılamayacağına uzunca bir süredir dikkat çekmekteyiz. Azınlık hükümeti de
bizi haklı çıkarmaya devam etmektedir. Ancak bu arada maalesef olan da halkımıza olmaktadır” dedi.
TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit katıldığı bir programda gündemdeki konular ile azınlık
hükümetinin icraatlarına yönelik değerlendirmelerde bulundu.
“Hayatı Ucuzlatacaktılar Ama Zam Şampiyonu Oldular”
Tüm sektörlerin sıkıntıda olduğunu, plansızlık nedeniyle kaotik bir durum yaşandığını ancak
hükümetin atama ve zamlar dışında başka bir icraatı olmadığını belirten Özyiğit, “Sn. Arıklı’nın ‘hayatı
ucuzlatacağız’ söyleminin ardından 2 ayda akaryakıta 4 kez zam yapıldı. Elektrik, temel gıda maddeleri
zamlandı. Tam tersine hayat daha da pahalılaştı, vatandaşın alım gücü daha da düştü. Ancak işin daha
kötüsü ülkeyi yönettiğini iddia edenlerin bunları düzeltme gibi bir gailesi de yok “ dedi.
Pandemi nedeniyle ülkede var olan ekonomik krizin derinleştiğini, işsiz sayısının arttığını, alım
gücünün düştüğünü ancak bunlara çare üretmesi gereken hükümetin değil icraat yapmak bir Bakan bile
atayamayacak duruma geldiğini belirten Özyiğit, “Yaşananlar artık gerçekten rezillik boyutuna gelmiştir.
Bu halkı biraz olsun düşünüyorlarsa erken seçim kararı alarak halkın önüne giderler. Halkımız da bu
yaşananları iyi değerlendirmeli, ezberlerden kurtularak kimin kendi siyasi ikbalini, kimin toplumun
geleceğini düşündüğünü bilerek hareket etmelidir” dedi.
“Koltuk Uğruna Tüm Yetkilerini Devrettiler”
Ülkenin, Kıbrıs Türk halkının geleceği ile ilgili kararların artık Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri
tarafından açıklandığını belirten Özyiğit, azınlık hükümetinin koltukta kalmak uğruna tüm görev yetki ve
sorumluluklarını devrettiğini ifade etti. Köy yollarının asfalt ihalelerinin bile artık Ankara’da açıldığını,
nereye ne yapılacağının Ankara’da belirlendiğini belirten Özyiğit, Maraş konusunda da Tatar ile
Hükümetin kendilerine biçilen görevi ve söylemleri yerine getirdiklerini ifade etti.
20 Temmuz’da adaya gelmesi beklenen TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önemli mesajlar
vereceğinin söylendiğini belirten Özyiğit, “Emin olunuz ki ne söyleneceğini Sn. Tatar ile hükümet
mensupları da bilmemektedir. Onlar da bizim gibi herhalde o gün öğreneceklerdir. Benim ülkemin, benim insanlarının geleceğini ilgilendiren kararlar elbette ki burada alınmalı ve buradaki yetkililer tarafından
açıklanmalıdır. Öyle anlaşılıyor ki ne Tatar’ın ne de hükümetin böyle bir gailesi yok. Onlar için varsa
yoksa verilen görevleri yerine getirmektir” diye konuştu.
Erdoğan’ın ziyareti sırasında Meclis’e geleceğinin kendilerine Meclis Başkanı tarafından iletildiğini
de belirten Özyiğit, konuyu hafta sonu MYK’da değerlendirdiklerini, PM’nin de konuyu değerlendirerek
nihai kararın verileceğini ve kamuoyuna gerekli duyuruların yapılacağını ifade etti.
“Kıbrıslı Türklere Siyasi Ambargo Uygulanıyor”
Önce 4 Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın iletişim koordinatörü Ali Bizden ardından da
araştırmacı yazar Ahmet Cavit An’ın Türkiye’ye alınmamasını değerlendirerek, “Belli ki Türkiye
Cumhuriyeti’nin ‘ülkeye giriş yasağı’ uygulayacağı bir liste var” diyen Özyiğit, bunun Kıbrıslı Türklerin
Türkiye Cumhuriyeti’nin siyasi ambargosu altında olduğu anlamına geldiğine dikkat çekti. Dışişleri
Bakanlığının konuyla ilgili girişim başlattığını açıklamasının üzerinden 10 gün geçmesine rağmen halen bir
açıklama yapılmadığını belirten Özyiğit, Cumhurbaşkanı, Başbakan başta olmak üzere ilgili tüm
makamların konuyla ilgili hiçbir açıklama yapmamalarının, dahası bilinçli bir şekilde sessizliğe
bürünmelerinin kabul edilemez olduğunu söyledi. Özyiğit “Belli oluyor ki bir liste var ve yetkili makamlar
bu konuda halkına bilgi vermek zorundadırlar” diye konuştu.
“En Basit Tabiri İle Samimiyetsizlik”
Bir soru üzerine Gazeteci Serhat İncirli’nin görevine son verilmesini de değerlendiren Özyiğit,
bunun bir süreden beridir izlenmekte olan stratejinin bir parçası olduğunu belirterek, yaşanan olayın
gerek basın ve ifade özgürlüğü, gerekse de demokrasi açısından kabul edilemez olduğunu vurguladı.
Kendine özgü bir yapısı olan Serhat İncirli’nin görüş ve düşüncelerinin zaten bilindiğini belirten Özyiğit,
“Daha üç gün önce 11 Temmuz basın gününde ‘özgür basının yanındayız’ diyen anlayışın, tam tersine
kendi görüşlerini söyledi diye bir basın emekçisinin işine son vermesi en basit tabiri ile samimiyetsizlik
göstergesidir” dedi.